-
1 karşı dava
n. cross action, counterclaim -
2 karşı dava açmak
v. counterclaim, set off -
3 karşı
про́тив* * *1.противополо́жная сторона́karşıdan bir araba geliyordu — с противополо́жной стороны́ е́хала кака́я-то маши́на
karşıya geçmek — перейти́ на противополо́жную сто́рону
2.karşıda oturuyor — он живёт напро́тив
1) противополо́жныйkarşı mahalle — кварта́л, располо́женный напро́тив
karşı taraf — противополо́жная сторона́
2) несхо́дный, противоре́чащий [друго́му]karşı dava — юр. встре́чный иск
karşı parti — оппозицио́нная па́ртия
karşı takım — спорт. кома́нда-проти́вник
3. -ekarşı teklif — встре́чное предложе́ние, контрпредложе́ние
1) про́тив, напро́тив кого-чего; пе́ред кем-чемparka karşı oturmak — жить напро́тив па́рка
buna karşı — про́тив э́того
gripe karşı ilâç — лека́рство про́тив гри́ппа
2) по отноше́нию к кому-чему, относи́тельно кого-чегоsize karşı söz — а) выска́зывание про́тив вас; б) относи́тельно вас
ona karşı sempatim var — у меня́ к нему́ симпа́тия
3) под, к... ( о времени)akşama karşı — под ве́чер, к ве́черу
tren sabaha karşı istasyona geldi — к утру́ по́езд при́был на ста́нцию
••- karşı durmak
- karşı sına geçmek
- karşı gelmek
- karşı koymak
- karşı olmak
- kim karşı? -
4 karşı
"1. the place opposite. 2. facing, opposite. 3. opposing. 4. counter-, anti-. 5. /a/ facing, in the direction of, toward. 6. /a/ in return for. 7. /a/ in response to. 8. /a/ toward, to, for. 9. /a/ against, contrary to. 10. /a/ against, as a cure for, as a countermeasure to. -dan bakmak /a/ to look on idly. - çıkış objection, protest. - çıkmak /a/ 1. to oppose. 2. to object (to). 3. to go to meet (someone). -sına çıkmak /ın/ 1. to appear suddenly in front of (one). 2. to oppose. - dava counterclaim. -sına dikilmek /ın/ 1. to stand facing (someone). 2. to oppose. - duran opponent. - durmak /a/ to resist, oppose. -ya geçmek to cross over to the other side. - gelme defiance. - gelmek /a/ to defy; to oppose openly. - gerilla counterguerrilla. - gitmek /a/ to go to meet (someone). - görüşlü 1. opposed, opposing. 2. opponent. - hücum counterattack. - hücuma geçmek to counterattack. - itham countercharge. - ithamda bulunmak to countercharge. - karşıya face to face. -dan karşıya from one side to another, across. - koyma resistance. - koymak /a/ to oppose, resist, make a stand (against). - olmak /a/ to be against. -sında olmak /ın/ to oppose. - oy opposing vote, negative vote. - reform counterreformation. - rüzgâr adverse wind. - taarruz counteroffensive. - taarruza geçmek to start a counteroffensive. - takım opposing team. - taraf opposite side. - teklif 1. counterproposal. 2. counteroffer. - yaka the opposite shore, the other side. "
См. также в других словарях:
AKS-İ DÂVA — Zıt hüküm. Karşı dâvâ (Zıt teorem … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hasım — is., smı, Ar. ḫaṣm 1) Düşman, yağı 2) Bir oyun, dava veya yarışta karşı taraf O yalnız hasmıyla değil, bütün sirk halkıyla güreşiyor. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
sav — is., huk. 1) İleri sürülerek savunulan düşünce, iddia, dava Eleştiricilerimiz nasıl olur da böyle bir savda bulunabilirler? N. Cumalı 2) man. Tanıtlanması gereken önerme, tez 3) esk. Haber, söz 4) esk. Atasözü Birleşik Sözler sav söz savı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
MUHASIM — Düşmanlık eden. Düşman olan taraflardan biri. Hasım olan. Birbirini dâva edenlerden her biri. Karşı tarafı tutan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUHASIMEYN — Bir dâvâ veya çekişmede birbirine karşı olan iki kimse … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NÜBÜVVET — (Nebi. den) Peygamberlik, nebi olmak, nebilik. Allah ın (C.C.) emriyle vazifeli olarak insanları doğru yola çağırmak. (Bak: Muhammed (A.S.M.) Resül)(.... Hem mâdem nev i beşerde Nübüvvet vardır. Ve yüzbinler zât Nübüvvet dâva edip mu cize… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük